KIRMIZI YÜZ
Yüzümüz insanlarla olan iletişim ve etkileşimde ilk dikkati çeken vücut alanımızdır. Bu nedenle yüz bölgesini ilgilendiren rahatsızlıklar kişinin psikolojisini ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Bazı insanlar yapısal olarak kırmızı yüz görünümüne sahiptir. Derinin kan damarlarında genişleme ve kan akımı artışı kızarıklığa neden olur ve bu durum açık tenli bireylerde daha belirgindir. Duygusal stres, egzersiz, güneş maruziyeti ve sıcak hava yüzde geçici kızarmaya yol açabilir. Acılı baharatlı gıdalar ve alkolizm kırmızı yüzü tetikleyebilir. Gebelik ve menopozda da hormonal değişikliklere bağlı kızarıklık oluşabilir. Bunların yanında birçok deri hastalığı ve sistemik hastalık da kırmızı yüz görünümüne neden olabilir ve bu durum daha kalıcı olma eğilimindedir.
Birincil olarak deriyi ilgilendiren kırmızı yüz nedenleri arasında birçok cilt hastalığı yer almaktadır. Böcek ısırıklıkları, sivilce, çeşitli infeksiyonlar, bazı egzama türleri kırmızı yüze neden olan cilt hastalıklarından bazılarıdır. Bunlar içinde sık karşılaşılanlardan biri de gül hastalığı ya da gülleme olarak bilinen Roza hastalığıdır.
Roza hastalığı burun, çene, alın ve yanaklar gibi özellikle yüzün orta kısmını tutan bir hastalıktır. Kızarma yanma atakları ile başlayıp daha sonra kalıcı kızarıklık, kılcal damarlarda artış, sivilcelenme ve yüzde şişlik gibi değişikliklere neden olabilir. Alevlenme ve gerilemelerle seyreden kronik bir hastalıktır. Görülme sıklığı %1-10 arasındadır. Sıklıkla 30-60 yaş arasındaki açık tenli renkli gözlü erişkin kişilerde görülür. Hastaların %30-40’ında aile öyküsü vardır.
Roza hastalığının nedeni hala tam olarak bilinmemektedir. Genetik ve bazı çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülmektedir. Sıcak soğuk içecekler, acı ekşi baharatlı gıdalar, güneş ışığı, sıcak ve soğuk hava, bazı kozmetikler ve ilaçlar hastalığı kötüleştirebilir. Gebelik ve adet dönemlerinde hormonal dalgalanmalardan dolayı alevlenebilir. Kişinin duygu durumundaki değişiklik ve psikolojik stres aralıklı gözlenen yanma ve kızarıklık ataklarını tetikleyebilir. Yüzde bulunan demodeks adı verilen akardaki artış ve midedeki bir bakteri hastalığın şiddetlenmesine neden olan faktörler arasındadır.
Roza hastalığının önemli bir diğer yönü de hastaların yaklaşık üçte birinde göz tutulumu olmasıdır. Gözde sulanma, yanma, ağrı, infeksiyon, ışık hassasiyeti gibi bulgular olabilir.
Roza hastalığının tanısı klinik bulgular eşliğinde konulur. Fakat bazen biyopsiye gerek duyulabilir. Hastalığa özgü bir laboratuar testi bulunmamaktadır.
Roza hastalığının tamamen iyileşmesi zor olsa da tedavi ile kontrol altında tutulması mümkündür. Tedavide en önemli basamak hastalığı arttıran faktörlerden uzak durmaktır. Hastalığı tetikleyen en önemli faktörlerden biri güneştir. Bu nedenle dermatologlar tarafından önerilen güneşten koruyucu ürünleri hayat boyu 2-4 saat aralıklarla kullanmak gereklidir. Ayrıca güneşten koruyucu şapka ve gözlük takmalı, uygun kıyafet giyilmeli ve güneşin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalıdır.
Hafif olgularda çeşitli sürme krem ve jeller daha şiddetli olgularda antibiyotik tabletler ve vitamin A türevi ilaçlar kullanılabilmektedir. Özellikle yüzdeki kalıcı kızarıklık ve kılcal damar artışı tedavisinde pulse dyne lazer, potasyum titanil sülfat (KTP) ve ND YAG lazer gibi çeşitli lazer tedavileri kullanılabilmektedir. Burun ve yanaklarda şekil bozukluğu yapan ağır olgularda cerrahi, kriyoterapi, elektrokoter veya dermabrazyon gibi yöntemler de kullanılabilmektedir.